Kurban hakkında hadisler
Hz. Âişe vâlidemizden rivâyet edildiğine göre Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Âdemoğlunun, Kurban Bayramı’nın birinci günü yaptığı işlerin Allah’a en sevimli olanı, (kurban) kanı akıtmaktır, (O gün Allah katında bundan daha sevimli bir amel yoktur.) Kıyâmet günü o kurban, boynuzları, tırnakları ve kıllarıyla gelir. Kurbanın kanı da, henüz yere düşmeden Allah’ın rızâsına nâil olur ve kabul edilir. O hâlde, kurbanlarınızı gönül hoşnutluğu ile kesin!” (İbn-i Mâce, Edâhî, 3; Tirmizî, Edâhî, 1/1493)
Bizim Mescidimize Yaklaşmasın!
Ebû Hüreyre (r.a)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Kim imkânı olduğu hâlde kurban kesmezse, bizim mescidimize yaklaşmasın!” (İbn-i Mâce, Edâhî, 2; Ahmed, II, 321)
Peygamberimizin (s.a.v) Kurban Hassasiyeti
Allah Rasûlü (s.a.v), emredildikten sonra kurban kesmeyi hiç terk etmemiş, (Tirmizî, Edâhî, 11/1507) hatta yolculukta bile kesmiş (Müslim, Hac, 356-7; Ebû Dâvûd, Edâhî, 10-11/2814; Tirmizî, Edâhî, 8/1501.) ve şöyle buyurmuştur:
“Ey insanlar! Her sene her bir ev halkına kurban kesmek vâciptir.” (İbn-i Mâce, Edâhî, 2; Tirmizî, Edâhî, 18/1518)
Peygamberimizin (s.a.v) Adına Kesilen Kurban
Efendimiz (s.a.v), vefâtından sonra da kendisi adına kurban kesilmesini istemiştir. Haneş (r.a), Hz. Ali’yi iki tâne koç kurban ederken görmüş ve niçin böyle yaptığını sormuştu. Hz. Ali (r.a) şu cevâbı verdi:
“–Rasûlullah (s.a.v), bana (vefâtından sonra) kendisi için de kurban kesmemi vasiyet buyurmuştu. Bunlardan birini onun adına kesiyorum ve bunu da hiçbir zaman terk etmeyeceğim!” dedi. (Ebû Dâvûd, Edâhî, 1-2/2790; Tirmizî, Edâhî, 3/1495; Ahmed, I, 107))
Kurban Günlerinin Fazileti
Rasûlullah (s.a.v) kurban günlerinin faziletine dâir şöyle buyurur:
“Allah indinde günlerin en büyüğü, Kurban Bayramı günüdür, bunu, fazilette yevmü’l-karr (bayramın ikinci günü) takib eder.” (Ebu Davud, Menasık, 18/1765)
şuan ne kadar
Yine Efendimiz (s.a.v):
“Sâlih amellerin Allah’a en ziyade sevimli olduğu günler, Zilhicce’nin ilk on günüdür!” buyurmuştu.
Cemaatten bazıları:
“–Allah yolundaki cihaddan da mı?” diye sordu.
Allah Rasûlü (s.a.v):
“–Cihaddan da! Ancak canı ve malıyla cihâda çıkıp hiçbir şeyle dönmeyen (yani malı ve canını fedâ ederek şehid düşen) kişi müstesnâ!” karşılığını verdi. (Buhârî, Iydeyn, 11; Ebû Dâvûd, Savm, 61/2438; Tirmizî, Savm, 52/757)
Kestiğini Başkası Adına Kesene Uyarı!
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz:
“Kestiğini Allah’tan başkası adına kesene, Allah lânet etsin” buyurmuştur. (Müslim, Edâhî, 43-45; Nesâî, Dahâyâ, 34)
Kurban Edilmeleri Câiz Olmayan Dört Hayvan
Hadis-i şerifte şöyle buyrulur:
“Kurban edilmeleri câiz olmayan dört (hayvan) vardır:
- Körlüğü açıkça belli olan tek gözlü,
- Hastalığı açıkça belli olan hasta,
- Topallığı açık olan topal ve,
- İlikleri kurumuş zayıf hayvan.” (Ebû Dâvud, Edâhî, 5-6/2802; Tirmizî, Edâhî, 5/1497)
“En Kıymetlisine Layıktır”
Urve (r.a) bir gün evlâdlarına şöyle demiştir:
“Evlâtlarım! Sakın biriniz, bir büyüğe hediye edince utanacağı bir şeyi Allah için kurban olarak takdim etmesin! Zîra Allah, büyüklerin büyüğüdür ve O, her şeyin en seçkinine ve en kıymetlisine herkesten ziyâde lâyıktır.” (Muvatta’, Hacc, 147)
En Güzel Şekilde Yapın
Rasûlullah Efendimiz (s.a.v), bıçakların bilenerek hayvanlardan gizlenmesini emretmiş ve şu tenbihte bulunmuştur:
“Biriniz hayvanını keseceği zaman, o işi hızlı yapsın!” (İbn-i Mâce, Zebâih, 3)
“Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir. Öldürdüğünüzde bile en güzel tarzda öldürünüz! Kestiğiniz zaman da kesmeyi en iyi şekilde yapınız! Her biriniz bıçağını bilesin ve hayvanını rahatlatsın!” (Müslim, Sayd, 57; Tirmizî, Diyât, 14/1409; Ebû Dâvud, Edâhî, 11-12/2815)
Hayvanları İncitme
Rasûlullah (s.a.v.), koyunu kulağından çekerek kesmeye götüren bir kimseye rastlamıştı. Hemen müdâhale ederek:
“–Hayvanın kulağını bırak, boynunun kenarından tut!” buyurdu. (İbn-i Mâce, Zebâih, 3)
Bıçağı Yatırmadan Önce Bile
Allah Rasûlü (s.a.v), koyun kesen birini görmüştü. Adam, kesmek üzere koyunu yere yatırdıktan sonra bıçağını bilemeye çalışıyordu. Bu katı ve duygusuz davranış karşısında, Rasûl-i Ekrem Efendimiz şu îkazda bulundu:
“–Hayvanı defalarca mı öldürmek istiyorsun? Bıçağını, onu yere yatırmadan önce bilesen olmaz mıydı?” (Hâkim, IV, 257, 260/7570)
Peygamberimizin (s.a.v) Kurban Kesmesi
Câbir (r.a), Allah Rasûlü’nün kurban kesmesini şöyle anlatır:
“Rasûlullah (s.a.v), kurban günü alacalı ve boynuzlu iki koç kesti. Onları (yatırıp kıbleye) yöneltince:
«Ben hanîf olarak (Allah’ı bir tanıyarak), yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim» (En’âm 6/79)
«De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslümanların ilkiyim» (En’âm 6/162-163.) âyetlerini okudu ve:
«Ey Rabbim! (Bu kurban bize) sendendir ve senin için kesiyoruz. Muhammed (s.a.v) ve ümmeti adına kesiyorum. Bismillahi vallâhu ekber!» deyip koçu kesti.” (Ebu Dâvud, Edâhî, 3-4/2795; İbn-i Mâce, Edâhî, 1)
Yine Câbir (r.a) şöyle anlatır:
“Bir Kurban Bayramı’nda, Allah Rasûlü (s.a.v) ile musallâda/namazgâhta hazır bulundum. Hutbesini tamamlayınca minberinden indi. Kurbanlık bir koç getirildi. Rasûlullah (s.a.v) onu kendi eliyle kesti. Keserken de şöyle buyurdu:
«Bismillahi vallâhu ekber. Bu, benim adıma ve ümmetimden kurban kesemeyenler adınadır!»” (Tirmizî, Edâhî, 20/1521)
Kurbanlık Develer
Abdullâh bin Kurt (r.a) şöyle anlatır:
Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e beş veya altı tane kurbanlık deve getirilmişti. Develer, hangimizden başlayacak diye Peygamber (s.a.v) Efendimiz’e yaklaşmaya başladılar. Develer kesilip yanları ve başları yere düşünce Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) hafif sesle bir şey söyledi, ancak anlayamadım. (Önümdeki şahsa):
“−Ne buyurdu?” diye sordum:
“−«İsteyen bu kurbandan kesip alabilir» buyuruyor” dedi. (Ebû Dâvûd, Menâsık, 19/1765; Hâkim, IV, 246/7522)
Kurbanı Üçe Taksim Etmek
Müstehap olan, kurbanı üçe taksim edip bir kısmını evde yemek, bir kısmını eşe dosta ikrâm etmek, bir kısmını da fukaraya dağıtmaktır. (Ebû Dâvud, Edâhî, 9-10/2813)
Cemiyet içinde ihtiyaç olduğunda kurban etlerinin bir an evvel infâk edilmesi teşvik edilmiştir. Bir defâsında Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) (bayram hutbesinde):
“‒Sizden kim kurban keserse, bayramın üçüncü gününden sonra evinde kurban etinden birşey kalmasın!” buyurmuşlardı.
Ertesi sene gelince sahâbîler:
“‒Yâ Rasûlallâh! Yine geçen sene yaptığımız gibi mi yapalım?” diye sordular.
Rasûlullâh Efendimiz (s.a.v) şöyle cevap verdiler:
“‒Bu sene kendiniz yiyiniz, başkalarına yediriniz ve daha sonra yemek için saklayınız! Geçen sene insanlar geçim sıkıntısı çekiyorlardı. Bu sebeble onlara bu hususta yardımcı olmanızı istemiştim.” (Buhârî, Edâhî, 16)
Ashâb-ı kiramın İslâmî hassâsiyetini gösteren şu hâdise de ibretle zikredilmeye şâyândır:
Ebû Saîd bin Mâlik el-Hudrî (r.a) bir seferden gelmişti. Âilesi kendisine kurban etlerinden takdîm ettiler. Ebû Saîd (r.a):
“‒Ben bunun hükmünü sormadıkça yemeyeceğim” dedi.
Akabinde Bedir’de hazır bulunmuş olan ana-bir kardeşi Katâde bin Numan’a gidip ona bu mes’eleyi sordu. O da:
“‒Sen gittikten sonra, kurban etlerini üç günden sonra yemeyi yasaklayan hüküm kaldırıldı” dedi. (Buhârî, Meğâzî, 12)
Kurban Eti
Rasûlullah (s.a.v) zamanında, Kurban Bayramı yaklastığı bir sırada bedevîlerden ihtiyaç içinde bir topluluk gelmişti. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v), kurban etlerinin üç günden fazla saklanmayıp dağıtılmasını istemişti.
Daha sonra maddî imkânlar artınca, bu mecbûriyeti kaldırmakla birlikte müslümanları birbirleriyle yardımlaşarak fakirleri gözetmeye teşvikten de geri durmadı. (Müslim, Edâhî, 28, 34; Ebû Dâvud, Edâhî, 9-10/2812)
Bayram Günlerinin Önemi
Nübeyse (r.a)’den rivâyete göre Rasûlullah (s.a.v) söyle buyurmuştur:
“Hepinizin istifâde edebilmesi için, kurban etlerini üç günden fazla yemenizi yasaklamıştık. Artık Allah size bolluk ihsân etti. Simdi, kurban etlerini istediğiniz kadar yiyiniz, kendiniz için ayırınız ve dağıtarak sevabını Allah’tan bekleyiniz. Sunu iyi bilin ki, bu bayram günleri; yeme, içme ve Allah -azze ve celle-’yi zikretme günleridir.” (Ebû Dâvud, Edâhî, 9-10/2813, 2812)
“Hz. Ali’yi de (r.a) Kurbana Ortak Etti”
Rasûlulla (s.a.v), hacda, yaşadığı her sene için bir deve olmak üzere altmış üç deveyi kendi eliyle kurbân ettikten sonra bıçağı Hz. Ali’ye verdiler. Geri kalanını da o kesti. Hz. Ali’yi de kurbana ortak etmişti. Allah Rasûlü (s.a.v) kesilen her devenin etinden birer parça alınmasını emrettiler. Bunlar bir çömleğe konularak pişirildi. Hz. Ali (s.a.v) ile birlikte ondan yediler. Daha sonra Rasûlullah (s.a.v), Hz. Ali’ye develerin kalan etlerini, derilerini ve çullarını fakirlere dağıtmasını emrettiler. (Buhârî, Hac, 21, 70, 128; Müslim, Hac, 147-148)
İki Koç Kurban Etti
Haneş (r.a.) der ki:
Hz. Ali’yi, iki koç kurban ederken gördüm:
“−Niçin böyle yapıyorsun?” dedim:
“–Rasûlullah (s.a.v) bana, vefâtından sonra kendisi için de kurban kesmemi vasiyet buyurmuştu. İste ben O’nun vasiyetini yerine getirmek üzere kesiyorum! Bundan sonra da kesmeye devâm edeceğim!” dedi. (Ebû Dâvûd, Edâhî, 1-2/2790; Ahmed, I, 107, 150)
Peygamberimizin (s.a.v) Deri Yüzmesi
Allah Resûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem-, koyun derisi yüzmeye çalışan bir delikanlının yanından geçerken ona:
“− Kenara çekil de (derinin nasıl yüzüleceğini) sana göstereyim!” buyurdu. Elini deri ile et arasına öylesine bir soktu ki kolu tamamen kayboldu ve:
“− Ey genç! Deriyi işte böyle yüz!” buyurdu. Sonra yoluna devam etti… (İbn-i Mâce, Zebâih, 6; Ebû Dâvûd, Tahâret, 72)
Şu İki Şeyi Resûlullah’tan Öğrendim
Şeddâd b. Evs (r.a.) diyor ki:
“Ben iki şeyi Resûlullah’tan belledim. O şöyle buyurdu: ‘Allah her işi güzel yapmayı istemiştir. Şu hâlde siz (meşru bir sebeple) öldürürken de, (işkence etmeden) güzelce öldürün. Bir hayvanı kestiğinizde de kesimini güzel yapın. (Biriniz hayvan keseceği zaman) bıçağını bilesin ve kestiği hayvanı rahatlatsın!’” (Müslim, Sayd, 57; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10-11)
Bu Kurbanlar Nedir?
Zeyd b. Erkam (r.a.) anlatıyor:
Resûlullah’ın ashâbı, “Ey Allah’ın Resûlü! Bu kurbanlar nedir?” dediler. Resûlullah, “Babanız İbrâhim’in sünnetidir.” diye cevap verdi. (İbn Mâce, Edâhî, 3: İbn Hanbel, IV, 368)
İlk İş Namaz Kılıp, Kurban Kesmek
Berâ’ (r.a.) diyor ki:
“Peygamber’i hutbe verirken dinledim, şöyle buyurdu: ‘Bugün ilk işimiz, (bayram) namazı kılmak, sonra dönüp kurban kesmektir. Kim böyle yaparsa sünnetimize uymuş olur.’” (Buhârî, Îdeyn, 3)