Çocukluğumuzda…
Yıl 1964. 7 yaşındaydım. İlkokula başladım bu yıl. Yokluk vardı. Yazın yazın bahçeden çıkanlardan yer içerdik. fazlası kurutulur kışın yenirdi. Ben domatesi 3 ay taze yediğimizi iyi hatırlarım.
Yıl 2019 12 ay domates var. 1 gün domates marul patlıcan bulamasak hükümet sorunu yapıyoruz, hükümetleri başarısızlıkla suçluyoruz. 365 gün domates yemek şart mı.
Biz kurularla büyüdük hiçte hasta olmazdık. Evet o yıllarda yokluk vardı. Ama kuru domatesimiz, domates salçamız, domates turşumuz, hep vardı.
Akşamlar bir sofra bezi serilir, evde ne varsa (daha doğrusu bahçeden ne çıkmışsa ) getirilir, yenirdi. Kuru üzüm, ceviz, iğde, mısır, kayısı çekirdeği, badem, erik kurusu, kayısı kurusu… ve tabii olarak bu sofra bezinin etrafında aile muhabbeti. Dün mü bugün mü iyi dersiniz.
O yıllarda bulgur pilavını fakir ve köylü yerdi. Kültürlü kesime göre çok ayıp yapıyorduk. Bu yüzden çok kınandığımızı bilirim. Ama şimdilerde o da moda oldu. Amerika dünya bulgur pazarının lideri olur da moda olmaz mı .
Şimdilerde kuruları moda olarak görüyor ve satın alıyoruz. Çünkü batı kuru sebze yemeye başladı.