İslam ‘ da komşu hakkı ile ilgili hadisler ve komşu hakkının önemi…
Hz. Ali’den şöyle rivayet edilmiştir: “Resûlullah (S.A.S.) bize ölülerimizi sâlih kimselerin içerisine defnetmemizi emretti ve kötü komşudan diriler incindiği gibi ölüler de incinir” buyurdu. (Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1/72)
Peygamber Efendimiz (S.A.S.) hadis-i şeriflerinde: “iltemisû’l-câr, kable şirâi’d-dâr ve’r-refîk, kable’ttarîk” yani “Ev almadan önce komşunuzu, yola çıkmadan önce arkadaşınızı araştırımz.“(Aclûnî, a.g.e., 1/178) buyurmuştur
Peygamber Efendimiz, kötü komşudan Allah’a sığınmamızı emrederek: “Devamlı ikamet ettiğiniz yerdeki kötü komşudan Allah’a sığınınız, çünkü çölde göçebelik anındaki kötü komşu geçicidir.” buyurmuştur.(Nesâî, Istiâze, 44; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 11/344)
Peygamber Efendimiz, başka bir hadis-i şeriflerinde insanı mutlu ve huzurlu kılan üç şeye temas ederek şöyle buyurmuştur: “İyi komşu, uysal bir binek ve geniş ev, kişinin saadetini sağlayan hususlardandır.”(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 111/407)
Peygamber Efendimiz bu hususa temas eden bir hadis-i şeriflerinde de: “Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşı için en hayırlı olanıdır. Allah katında komşuların en hayırlısı da komşusu için en hayırlı olanıdır.”(Ahmed, Tirmizi, Hâkim (Ibn Ömer’den) 250, H.No• 151)
Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde. “Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse komşusunu incitmesin.“(Buhâri, Edeb, 31 (VIII, 13); Müslim, İman, 75) buyurmuştur.
Allah Resûlüne bazen sahâbîlerden biri gelir ve: “Ey Allah’ın Rasûlû! Bana öyle bir amel göster ki, onu yaptığım zaman cennete gireyim?” derdi. Peygamber Efendimiz de gelen kimsenin durumunu gözönüne alarak ona bir şey emrederdi. Ebû Hüreyre (R.A.)dan rivayet edildiğine göre yine bir defa sahâbîlerden biri Peygamber Efendimize gelmiş ve aynı talepte bulunmuştu. Peygamber Efendimiz de kendisine kısaca:
“- iyi ol.” buyurmuştu. Sahâbi:
“- Yâ Rasûlallâh, iyi olduğumu nasıl bileceğim?” deyince, Efendimiz şu cevabı vermişti: Komşularına sor; eğer onlar senin iyi olduğunu söylerlerse, sen iyi bir kimsesin, yok, eğer kötü olduğunu söylerlerse o zaman sen kötü bir kimsesin, demektir.“(Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1/72)
Ebu Hüreyre (R.A.)dan rivayet edildiğine göre sahabilerden biri:
” Ya Resûlallah! Falan kadının nâfile olarak çok namaz kıldığından, çok nafile oruç tuttuğundan ve çok sadaka verdiğinden bahsediliyor, şu kadar var ki diliyle komşularını incitiyor ” dedi.
Peygamber Efendimiz: ” O kadın cehennemliktir ” buyurdu. Sahâbî:
” Ya Resûlallah falan kadının da nâfile olarak az namaz kıldığından, az nâfile oruç tuttuğundan ve az sadaka verdiğinden bahsediliyor, şu kadar var ki diliyle komşularını incitmiyor” dedi. Peygamber Efendimiz:
“ 0, cennettedir ” buyurdu. ( Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 440 )
Hz. Aişe validemizden şöyle rivayet edilmiştir:
“- Yâ Resûlallâh! İki komşum var, bunlardan hangisine hediye vereyim?” diye sordum. Resûlullah (S.A.S.):
“- Sana en yakın olan komşuna.“(Buhâri, Edeb, 32 (VIII, 13) buyurdu.
Hz. Ali’den şöyle rivayet edilmiştir: “Resûlullah (S.A.S.) bize ölülerimizi sâlih kimselerin içerisine defnetmemizi emretti ve kötü komşudan diriler incindiği gibi ölüler de incinir” buyurdu. (Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1/72)
Bunlarla birlikte komşuların ufak tefek eziyet ve sıkıntılarına da katlanmak gerekir. Zîrâ Cenâb-ı Hakk’ın sevdiği kişilerden biri de, komşusunun eziyetlerine Allah rızâsı için katlanan kimsedir. Allah Teâlâ onu, bir şekilde komşusunun fenâlığından muhâfaza eder. [Bkz. Ahmed, V, 176. 2) Bkz. Müslim, Îmân, 73.]
Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- komşu hakları husûsunda şöyle buyurmuştur:
“Cebrâîl bana, dâimâ komşu hakkını tavsiye ederdi. Öyle ki ben, komşuları birbirine mîrasçı kılacak zannetmiştim!” (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140)
“…Komşuna ihsanda bulun ki (kâmil bir) mü’min olasın…” (Tirmizî, Zühd, 2/2305; İbn-i Mâce, Zühd, 24)
Ebû Zer -radıyallâhu anh- şöyle der:
“Dostum Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bana şöyle vasiyet etti:
«Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularrını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde ikrâm et!»” (Müslim, Birr, 143)
Hadîs-i şerîf muktezâsınca komşu hakkını îfâya, yokluk dahî mâzeret değildir. İmkânı dar olan kişi de gücü nisbetinde komşusunu kollamak durumundadır. Zîrâ Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’den şöyle bir ihtar vârid olmuştur:
Peygamber Efendimiz: “Yanı başında komşusu aç olduğu halde tok olarak sabahlayan bizden değildir.“(Hâkim ve Beyhakî, 250, H.No: 190) buyurmuştur.
Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-’ın rivâyetine göre Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-:
“–Vallâhi îmân etmiş olmaz. Vallâhi îmân etmiş olmaz. Vallâhi îmân etmiş olmaz!”buyurdu. Sahâbîler:
“–Kim îmân etmiş olmaz, yâ Rasûlallâh?” diye sordular.
Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm-:
“–Yapacağı fenâlıklardan komşusu emniyet içinde olmayan kimse!” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 29; Müslim, Îmân, 73; Tirmizî, Kıyâmet, 60)
Taberânî’nin rivayet ettiği bir hadîse göre Peygamber Efendimiz, üzerimizdeki haklarına göre komşuları üçe ayırmıştır:
Bir hakkı olan komşular: Müşrikler gibi ki, bunların sadece komşuluk hakkı vardır.
İki hakkı olan komşular: Müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem de din kardeşliği hakkı vardır.
Üç hakkı olan komşular: Akraba olan Müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem din kardeşliği, hem de akrabalık hakkı vardır (İbni Hacer, Fethü’l-bârî, X, 456).
Peygamber Efendimizin Medine’de Yahûdî komşuları vardı. Onların hak ve hukuklarını gözetirdi. Hatta kurban kesip etini dağıtacağı zaman Hz. Aişe validemize: “Yahûdî komşumuzdan başla.” buyururdu.(Kurtubî, el-Câmiul-ahkâmi’l-Kur’ân, V, 188)
Abdullah İbni Amr İbni Âs bir koyun kestirmişti. Hizmetçisine: “ Yahudi komşumuza verdin mi? Yahudi komşumuza verdin mi?” diye telaşla sorduktan sonra, konu başlığımız olan hadîs-i şerîfi okuyarak bunu Hz. Peygamber’den bizzat duyduğunu söylemişti (Buhârî, el-Edebü’l-müfred, s. 52, bâb 57).
Komşuluk hakkını gözetmeyenlerin mükemmel bir imâna sahip olmadıkları, aşağıda gelecek hadislerde görülecektir. Peygamber Efendimiz’in “Allah’a ve âhiret gününe inanan bir kimse komşusuna eziyet etmesin, iyilik etsin” buyruğu, iyi mü’minin iyi komşuluk yapan kimse olduğunu göstermektedir.
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- komşu haklarını şöyle açıklar:
“Bir kişi, ehline ve malına gelecek kötülükten korktuğu için kapısını komşusuna kapalı tutmak zorunda kalıyorsa, o komşu, gerçek mü’min değildir. Aynı şekilde şerrinden emîn olunmayan komşu da gerçek mü’min değildir.
Allah Rasûlü -sallâlllâhu aleyhi ve sellem- ne güzel buyurur:
“Birbirinize hediye veriniz. Çünkü hediye, gönüllerdeki dargınlığı yok eder. Komşu hanımlar birbiriyle hediyeleşmeyi küçümsemesin! Alıp verdikleri şey, azıcık bir koyun paçası bile olsa!..” (Tirmizî, Velâ, 6/2130)