Seher Vaktinin Önemi
Seher vakti, tan yerinin ağarmasından biraz önceki zaman veya şafağın sökmek üzere olduğu vakittir. Yani imsaktan biraz önceki vakittir.
Seher vakitleri ile ilgili hadisler ve hadislerin açıklaması…
1- Ebû Ümâme’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:
“Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o sizden önceki sâlih kimselerin âdetidir. Yine o Rabbinize yakınlıktır, kötülüklere kefarettir (onların örtülmesine sebep olur) ve günahlardan alıkoyar!” (Tirmizî, Deavât, 101/3549)
2- Câbir (r.a.) der ki: Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’in şöyle buyurduğunu işittim:
“Gecede bir saat vardır ki, Allah’tan dünya veya âhiretle alâkalı bir hayır taleb eden bir Müslüman o saate rastlarsa, Allah istediği şeyi ona mutlakâ verir. Bu saat, her gecede vardır.” (Müslim, Müsâfirîn, 166)
3- Ebû Hüreyre’den (r.a) rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:
“Her gece Rabbimiz, gecenin son üçte biri kalınca en yakın semâya iner ve:
«Kim bana dua ediyor ona icâbet edeyim, kim benden bir şey istiyor ona vereyim, kim bana istiğfar ediyor onu mağfiret edeyim» buyurur.” (Buhârî, Tevhid, 35; Teheccüd, 14; Deavât, 13; Müslim, Müsâfırin, 168)
4- Ebû Hüreyre’den (r.a) rivâyet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:
“Biriniz uyuduğu zaman, şeytan onun ensesine üç düğüm atar. Her bir düğümün üzerine vurup: «Gecen uzun olsun, yat uyu!» der. Şayet o kimse, uyanarak Allah’ı zikrederse, düğümlerden biri çözülür. Abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Bir de namaz kılarsa, şeytanın attığı bütün düğümler çözülür ve böylece neşeli ve huzurlu bir şekilde sabahlar. Aksi takdirde sabaha uyuşuk ve tembel bir hâlde çıkar.” (Buhârî, Teheccüd, 12; Bed’ü’l-Halk, 11; Müslim, Müsâfirîn, 207. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Tatavvu, 18/1306; İbn-i Mâce, İkâmet, 174)
Seher vaktinin faziletlerini anlatan hadis-i şerifler ve seher vakti yapılacak dualar…
Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivâyete göre Nebiyy-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ her gece, gecenin son üçte biri kaldığı sırada dünyâ semâsına nüzûl eder ve şöyle buyurur: “Bana duâ eden var mı, duâsına icâbet edeyim? İstediğini vereyim. Bana istiğfar eden var mı, onu mağfiret edeyim?” (Buhârî, Teheccüd, 14)
Bu hadîs-i şerîf, gecenin son üçte birinin vakt-i icâbet olduğuna büyük müjdelerle berâber delâlet etmektedir.
“Gece yarısında semânın kapıları açılır ve bir münâdî şöyle seslenir: «Hiç duâ eden var mı, icâbet olunsun, bir şey isteyen var mı verilsin, bir sıkıntıda olan var mı kurtarılsın.» Her hangi bir duâ ile duâ den hiç bir müslüman yoktur ki Allah Teâlâ ona icâbet etmiş olmasın. Ancak şehveti için koşan zinâkâr kadınla ayyaş ve işret ehli müstesnâ.” (İbn Hanbel, IV, 217, III, 34, 43, 94)
“Gecede bir saat vardır. Müslüman bir kulun dünyâ ve âhiret işinden istediği her hangi bir hayır varsa ve duâsı o saate gelirse muhakkak Allah ona dileğini verir. Bu her gece vardır.” (Tirmizî, Vitr, 16; Neseî, Mevâkit, 35)
“Saatlerin efdali gecenin son kısmıdır.” (İbn-i Hanbel, IV, 385)
Üç kişi vardır ki onlar İblis’ten ve askerlerinin şerrinden masûndurlar:
1- Gece ve gündüz Allah’ı çok zikredenler,
2- Seher vakitlerinde istiğfar edenler,
3- Allah’ın haşyetinden ağlayanlar.” (Ali el-Müttakî, XV, 841/43343)